260 yıllık köklü tarihi ve yenilikçi kültürü ile dünyanın önde gelen endüstriyel iplik şirketlerinden olan Coats, bugün 70 ülkede faaliyet gösteriyor ve müşterilerine sadece ürün değil sürdürülebilirlik odaklı inovatif çözümler sunan bir konumda yer alıyor.
Türkiye’de 70 yıldır yatırımlarına devam eden şirket, Coats Türkiye olarak Bursa’da bulunan üretim tesisinde, moda sektöründe kullanılan dikiş ipliği, fermuar ve tamamlayıcı aksesuarlar ile birlikte kişisel koruyucu ekipman, ev tekstili, mobilya, outdoor, ulaşım, telekomünikasyon, enerji ve hızlı tüketim gibi sektörlere yönelik yüksek teknolojiye sahip performans ürünleri üretiyor.
Coats’un dünya çapındaki üç inovasyon merkezinden biri, Türkiye’de, Bursa tesisinde yer alıyor. Bursa fabrikasının 50. yılına özel bir açılışla birlikte 2019 yılında kurulan EMEA İnovasyon Merkezi, yaklaşık 2 milyon dolarlık bir yatırımın ürünü. Türkiye’de 2021 yılını yüzde 55 büyümeyle kapatan Coats Türkiye, yaklaşık 1000 kişiye istihdam sağlıyor.
Hepimiz biliyoruz ki, tekstil sektörü petrolün ardından karbon ayak izi en yüksek ikinci sektör konumunda. Avrupa’nın karbon nötr hedefi kapsamında, enerji ve hammadde kullanımının yüksek olduğu tekstil sektöründe de önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Tekstil sektörünün büyük markaları, üretim süreçlerinde, ürün tasarımında, sosyal ve toplumsal etkilerinde sürdürülebilirliği temel alıyor. Coats’un iş stratejisinin temel unsurlarından biri de sürdürülebilirlik. Coats EMEA Bölgesi Pazarlama Direktörü Tevfik Çağatay Seçilmiş ile sektörde yaşanan dönüşümü konuştuk:
Tekstil sektörünün ‘gerçek global ortağı’yız
“Coats Türkiye, dünyadaki diğer Coats tesisleri arasında özel bir yere sahip. Çünkü ipliğin bütün üretim aşamalarını ve fermuar üretimini tek bir lokasyonda bulunduran tek tesis. İplik ve fermuar üretimini Bursa’dan dünyaya yapıyoruz. EMEA İnovasyon Merkezi’nin de bu fabrika ile aynı komplekste açılmış olması stratejik bir karar. Coats Türkiye, EMEA bölgesindeki toplam üretim hacminin yüzde 40’ını tek başına üstleniyor. Bu nedenle de global yatırımların önemli bir kısmı Türkiye’ye yapılıyor. Küreselleşen dünya ticareti ve tedarik ortamında Türk tekstil firmalarının rekabet güçlerinin artması için çözümler geliştiriyoruz. Kendimizi bu anlamda tekstil sektörünün ‘gerçek global ortağı’ olarak tanımlıyoruz.”
İnovatif uygulamaların hayata geçmesi gerekiyor
“Tekstil sektörü dünya çapında çevreye en çok zarar veren sektörlerden bir tanesi: Küresel çevre kirliliğinin yüzde 20’sine tekstil tek başına sebep oluyor. Bunun yanı sıra her saniyede bir kamyon dolusu tekstil ürünü çöpe atılıyor. Çünkü kıyafet üretmek için kullanılan materyallerin yüzde 1’inden daha azı yeni ürünlerde kullanılmak için geri dönüştürülüyor. Türkiye tekstil alanında stratejik bir konumda bulunuyor, dünyanın 4. büyük kumaş ihracatçısı. Ancak küresel iklim değişikliği ve etkileri nedeniyle diğer tüm sektörlerde olduğu gibi tekstilde de döngüsel ekonomiye geçiş sürecinden geçiyoruz. Bunun için de bugüne kadar belki de çok ön planda olmayan, doğaya duyarlı, inovatif uygulamaların hayata geçmesi gerekiyor. Döngüsellik tekstil ürünlerinin mevcut üretim yöntemlerine alternatif olarak ortaya çıktı. Döngüsel modeller; atık ve çevre kirliliğini sistemin dışına çıkaracak süreçler tasarlama, giysileri daha uzun süre kullanımda tutarak kullanım ömürlerini uzatma ve ürünleri atık yapmak yerine geri kazanma, geri dönüştürme ve yeniden işleyerek yeni ürünlere dönüştürme prensibine dayanıyor.”
Tasarımcılara büyük görev düşüyor
“Döngüsellikte dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan bir tanesi ürün tasarımı. Burada tasarımcılara büyük görev düşüyor. Geleceğin tekstil ürünleri, kolaylıkla geri dönüştürülebilecek ve yeniden kullanılabilecek şekilde tasarlanmalı. Tekrar kullanılamayacak kadar yıpranan giysiler, yeni bir kullanım döngüsü için ham madde girdisi olarak değerlendirilmeli. Zorlu ve biraz da karmaşık olan bu geçiş sürecinde pek çok marka günümüzde daha döngüsel tasarımlar geliştirmeye çalışsa da teknoloji, altyapı ve tedarik zinciri eksikliği nedeniyle döngüsel modeller ve giysilerin geri dönüşümü ile ilgili önümüzde pek çok zorluk bulunduğunu söyleyebiliriz.”
Geri dönüşüm anlamında hâlâ kat edilecek yol var
“Geri dönüşüm anlamında hâlâ kat edilecek yol var. Çünkü hâlihazırda tekstil üretiminde kullanılan elyafın sadece yüzde 1’inden azı, kullanım ömürlerinin sonunda yeni tekstil ürünlerinde kullanılmak üzere geri dönüştürülüyor. Hâlihazırda giysilerde kullanılan farklı materyaller birbirlerinden çoğunlukla elle ayrılıyor ve geri dönüşüme kazandırılmak yerine atık tesislerine ya da yakılmaya gidiyor. Bu yüzden sektörde döngüselliğin giysinin henüz tasarım aşamasında başladığına inanıyoruz ve tüm değer zincirinin her bir halkasının da bu konuda üzerine düşeni yapması gerektiğini düşünüyoruz.”
EcoJourney yol haritası
“Geleceğin giysilerinin kolaylıkla geri dönüştürülebilecek şekilde tasarlanmaları gerekiyor. Coats olarak buna üç şekilde katkı sağlamayı taahhüt ediyoruz. İlk olarak, dikiş ipliklerinin malzeme türü açısından kumaşla uyumlu olması çok önemli, böylece kumaşla aynı kimyasal süreç izlenerek geri dönüşüm sağlanabilir. İkinci olarak, dikişlerin daha kolay ve düşük maliyetli bir şekilde sökülmesini kolaylaştıran dikiş ipliklerinin olması gerekiyor. Son olarak da, ipliklerin mümkün olduğunca geri dönüştürülmüş hammaddeler kullanılarak üretilmesi. EcoJourney yol haritamızın bir parçası olarak müşterilerimizle buluşturduğumuz EcoRegen dikiş ipliğimiz; yoğun iş gücü gerektiren işlemleri en aza indiren, döngüsel ekonomiyi destekleyen inovatif bir dikiş ipliği. Sürdürülebilir odun hamurundan elde edilen yüzde 100 Lyocell elyaftan oluşan Coats EcoRegen, selülozik kökeninden dolayı 6-10 hafta arasında doğada tamamen çözünebiliyor.”
DÖNGÜSELLİĞE ULAŞMAK İÇİN İŞ BİRLİĞİ ŞART
“Endüstri genelinde hedeflerimize ulaşmak ve sürdürülebilirlik konusunda hızlı bir ilerleme kaydetmek istiyorsak, hep birlikte çalışmalıyız. İş birliği, yalnızca Coats olarak cesur adımlar atabilmemiz için değil, aynı zamanda daha geniş çaplı bir ilerleme kaydedilmesi için de gerekli. Sektör olarak karmaşık bir yolculukta ilerliyoruz. Sektördeki aktörlerden hiçbiri kendi başına döngüselliğe ulaşamaz. Dolayısıyla, döngüyü başarılı bir şekilde tamamlamak istiyorsak normal faaliyet alanımızın dışında var olmamızı sağlayacak iş birlikleri kurmalıyız.”
2030’DA POLYESTER VE NAYLON KULLANMAYACAĞIZ
“2030 yılında tüm Coats ürünleri, polyester ve naylon gibi petrol bazlı malzemeler kullanılmadan üretiliyor olacak. Yine 2030 yılında dünya çapında tükettiğimiz enerjinin %70’i de yenilenebilir kaynaklardan elde edilmiş olacak. Önde gelen küresel müşterilerimizden gelen taleplerle birlikte, çevre dostu ürünlerimizi başarılı bir biçimde piyasaya sürmeye başladık. Ancak bununla kalmayarak, kısmen ürünlerimizde daha fazla geri dönüştürülmüş malzeme kullanımına geçerek, kısmen de mevcut malzemelerin yerini alabilecek yeni biyo-malzemeler gibi yeni çözümler için yeniliklere imza atarak daha fazla aşama kaydetmek istiyoruz.”
Haber: DİDEM ERYAR ÜNLÜ
Kaynak: Dunya.com