Geri Dönüşümler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Kurucu Başkanı Fatih Eren, “Türkiye’nin gelişen imalat ve sanayi gücünün gizli kahramanları arasında geri dönüşüm fabrikalarındaki kusursuza yakın ham madde üretim gücü vardır’’ dedi
Geri dönüşüm, çevre ve ekonomik açıdan büyük önem taşımakla birlikte sanayi gücünün gizli kahramanı yerine geçiyor. Ortaya konulan verilere göre de geri dönüşüm noktasında Türkiye azim ve istikrarla çalışıyor.
‘’GERİ DÖNÜŞÜM EKONOMİYİ OLUMLU ETKİLİYOR’’
Türkiye’nin geri dönüşüm sektöründeki potansiyeline birçok tarafıyla bakmanın çok daha faydalı olacağını vurgulayan Geri Dönüşümler ve Geri Kazanımcılar Derneği Kurucu Başkanı Fatih Eren, Türkiye’nin genç nüfusa sahip olması, sektöre yapılan yatırımlar, ihracat potansiyeli, Paris İklim Anlaşması’nın ülkeye pozitif manada yansımaları, Sıfır Atık, geri dönüşüm sektöründe devletin ortaya koyduğu ve koyacağı sürdürülebilir politikalar olarak özetlenebileceğini belirtti. Başkan Eren, “Dünya ekonomi otoriterleri tarafından gelişmekte olan en önemli ülkeler arasında gösterilen Türkiye, geride bıraktığı her yıl bir önceki yıla göre hızla gelişimini ve büyümesini 2022 yılında da sürdürdü.
Elektronikten seramiğe, tekstilden beyaz eşyaya kadar birçok sektör global pazardaki paylarını artırdı. Türkiye’nin gelişen imalat ve sanayi gücünün gizli kahramanları arasında geri dönüşüm fabrikalarındaki kusursuza yakın ham madde üretim gücü vardır. Türkiye’de geri dönüşüm işletmeleri, atıkları geri dönüştürerek Türkiye ekonomisine katma değer sağlıyor. TÜİK rakamlarına göre 2020’de dönüştürülen 49,1 milyon ton atığın 6,13 milyon tonundan plastiğin oluştuğunu ve bunun ülke ekonomisine yaklaşık 6 milyar dolarlık katkı sunduğunu gösteriyor.
Her ne kadar resmi veri olmasa da 2021’de küresel salgın ve yeni yatırımlar nedeniyle dönüştürülen plastiğin en az yüzde 10 artışla 6,8 milyon tona çıktığını, bunun karşılığında ülke ekonomisine 6,7 milyar dolarlık katkı sağlandığını ön görmekteyiz. 2022 yılı içerisinde geri dönüşüm sektöründe çok ciddi gelişmeler yaşandı. Atık ithalatından geri dönüşümdeki yeni geliştirilen teknolojilere, atık toplama merkezlerinden Mobil Atık Takip Sistemi’ne, Sokak toplayıcılarının denetime tabi tutulmasından sıfır atık projesinin geliştirilmesine kadar birçok konu 2022 yılında geri dönüşüm sektörünün gündem maddeleri arasında yer aldı’’ diye konuştu.
AVRUPA GERİDE KALIYOR
Türk geri dönüşüm sektörünün, geride bıraktığı her yıla kıyasla büyüme trendini sürdürdüğünü kaydeden Başkan Eren, sayıları her geçen gün artan geri dönüşüm tesislerinin, kapasiteleriyle büyük beğeni toplayarak birçok Avrupa ülkesinin altyapısını da geride bıraktığını vurguladı.
Başkan Eren, ‘’Türkiye’nin bu başarısı beraberinde ihracat olarak tabloya yansıyor. Hem iç pazardan hem de Avrupa’dan ithal edilen geri dönüştürülebilir hurda atıktan sadece GEKADER özelinde 2022 yılı içerisinde yaklaşık 1 Milyar 200 Milyon TL’lik ihracat geliri elde edildiğini saptadık. Enerji ve istihdam maliyetleri yüksek olmasaydı belki de ihracatta 2 Milyar TL’lik gelir elde edebilirdik. İhracat tarafında İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) kurumuna gelecek dönemde büyük görevler düşüyor. İKMİB ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) gibi birliklerin çalıştay buluşmalarına geri dönüşüm sektöründe ihracat yapan firmaları da dahil etmeleri ve gelecek dönem global pazar stratejileri konusunda istişare edilmesi gerekiyor. Tespit edilen hedef ülkelerdeki pazar beklentileri analiz edilerek doğru stratejilerle Türk geri dönüşüm sektörüne bilgiler verilmeli. Böylece ihracat rakamını ikiye katlamamız içten bile değil. 1.2 Milyar TL sadece GEKADER üyelerin yaptığı ihracat rakamlarıdır. Daha etkin çalışmalar sonucunda tüm geri dönüşüm ve plastik sektöründeki rakamları ikiye hatta üçe katlamak mümkün’’ dedi.
‘ÇÖP’ TEN YÜZDE 18 KDV!
Geri dönüşüm sektöründe, hükümetin ortaya koyduğu Sıfır Atık Projesi ve Paris İklim Anlaşması kapsamında Karbon Nötr Sözleşmesi ile birlikte İl Belediyeleri başta olmak üzere Yerel Belediyelerde de hummalı bir çalışma başladığını belirten Başkan Eren, ‘’Artık neredeyse geri dönüşüm tesisi olmayan veya dışarıdan bu hizmeti bir şekilde almayan Belediye kurumu kalmadı diyebiliriz. Geri dönüştürülebilir hurda fiyatlarında artan kurlara ve sıfırdan üretim maliyetlerine bağlı olarak artışlar gözlemliyoruz. Dolayısıyla Belediyeler hem doğal kaynakların korunmasında etkin rol oynarken hem de bu çalışmalardan gelir elde ediyor. Her ne kadar devletimiz tüm imkanlarını seferber etmiş olsa da ne yazık ki toplumumuz geri dönüşüm konusunda istenilen bilinç seviyesinde değil. Artık günümüz teknolojisinde “çöp” diye bir şey yok. Bunu çok net söyleyebilirim. Evdeki yemek atığınızdan kargo poşetine, içtiğiniz kahve bardağından banyoda oluşan atığa kadar tüm evsel atıklar önce geri dönüşüm tesislerinde ayrıştırılıyor, sonrasında da geri dönüşüme tabii tutuluyor. Vatandaşlarımızın geri dönüştürülebilir atıklarını ayrı bir poşet ile Belediye görevlilerine teslim etmeleri aslında yeterli oluyor. Kâğıt, ambalaj, cam, alüminyum gibi geri dönüştürülebilir malzemelerin diğer evsel atıklarla karışmaması yani “kontamine” olmaması gerekiyor. Şayet hepsi bir arada atılırsa bu sefer de bu tüm geri dönüştürülebilir atıklar biyokütle tesislerinde yakılarak hem imha ediliyor hem de enerjiye dönüşüyor. Geri dönüşüm sektörü tıpkı eğitim sektörü gibi ülkemizin aslında geleceği için çalışıyor. Bugünün çocuklarını yarının ebeveynleri olarak görüyoruz. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı’ndan geri dönüşüm dersinin müfredata dahil edilmesini bekliyor ve istiyoruz’’ ifadelerine yer verdi.
Başkan Eren, Türkiye’nin atık ithalatı konusunun tamamıyla artan nüfus ve nüfusa bağlı ortaya çıkan talep ile doğru orantıda olduğunu söyleyerek şunları dile getirdi, ‘’Ne yazık ki ülkemizde geri dönüşüm bilinci henüz istenilen seviyede olmadığı için Türkiye’de toplanan hurda atıklar üretimdeki ham maddeye olan talebi karşılayamamaktadır. Hal böyle olunca geri dönüşümden ham madde ve mamul üretmek için plastik hurda ithalatı kaçınılmaz olmaktadır. İthal edilecek atık plastiklerdeki kontaminasyon oranı yüzde 1 ile sınırlandırılmıştır. 2020 yılında 775 bin ton olan plastik atık ithalat rakamı, alınan tedbirler sayesinde 2021 yılında 685 bin tona gerilemiştir. Yurtdışından 5 birime getirilen ham madde, işlendikten sonra yaklaşık 3 katı fazlaya yani ortalama 15 birime ihraç edilmektedir. Yüzde 1 ile alınan ham maddelerin yüzde 18 KDV ile satıldığını düşündüğümüzde sektör bu yönüyle de devlete “çöp”ten yüzde 18 KDV üreten sektör konumundadır.’’
‘’23 BİN TON SERA GAZI ENGELLENDİ’’
2022 yılına damgasını vuran bir diğer gelişmenin ise plastik poşetlerin ücrete tabi tutulması olduğunu dile getiren Başkan Eren, Bakanlık verilerine göre, 4 yılda plastik poşet kaynaklı 550 bin ton plastik atığın oluşumu ve 23 bin ton sera gazı salımının engellendiğini vurguladı. Başkan Eren, ‘’Plastik poşet kullanımındaki azalma ile yaklaşık 3.8 milyar TL tasarruf sağlandı. 2022 yılında evlerde atıkların ayrıştırılarak atılması yine ön plana çıkan detaylar arasında yer aldı. Zira 4 kişilik bir aile ayda 120 kilo geri dönüştürülebilir plastik atık üretiyor. Yaptığımız araştırma kişi başı günlük 1 kilo geri dönüştürülebilir atık oluştuğunu ortaya çıkarıyor. TÜİK’ten aldığımız verileri kendi araştırmalarımızla birleştirdiğimizde Türkiye’de 23 milyon hane olduğunu ve bu hanelerden aylık 2,3 milyon ton plastik atık ortaya çıktığını ön görüyoruz. Yıllık bazda ise 27,6 milyon ton geri dönüştürülebilir plastik atığın oluştuğunu söyleyebiliriz. İşte bizler ne yazık ki piyasa değeri yaklaşık 93 milyar TL’lik geri dönüştürülebilir hurdayı, ham maddeyi çöp diye atıyoruz. Sıfır Atık Projesi çatısı altında uygulanan tüm çalışmalarla 2017 yılında yüzde 13 olan geri kazanım oranı yüzde 27,2’ye çıkarılırken, 2023’te bu oranın yüzde 35’e, 2035’te ise yüzde 60’a yükseltilmesi hedefleniyor. Ayrıştırılmadan çöpe atılan geri dönüştürülebilir atıklar hem teknoloji hem insan gücüyle ayrıştırılarak geri dönüşüm tesislerinde ham maddeye dönüşümü sağlanıyor. 2022 yılında sektördeki en önemli gelişmelerinden biri ise sokak atık toplayıcılarının kayıt altına alınıp şartlarının iyileştirilmesi oldu. Yeni düzenlemeyle birlikte artık bu ortaya çıkan atıklar devlet tarafından kayıt altına alınacak ve vergiye tabi tutulacak. Böylece geri dönüşüme hazır atıklar doğru fiyattan tesislere evraklı, kayıtlı bir şekilde gelecek. Devletimiz de bu düzenlemeyle toplama sistemini vergiye tabi tutarak ciddi bir gelir elde etmiş olacak’’ şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’NİN ÖNÜ AÇIK
2023 yılının geri dönüşüm sektörü için büyük önem arz ettiğinin altını çizen Başkan Eren, ‘’Avrupa’da üretim yapan firma ve kurumlar ithalata dayalı tedarik sürecine yöneldi. Burada Türkiye’nin önünün açık olduğunu görüyoruz. Ancak geri dönüşüm sektöründe üretim yapanların alternatif enerji sistemlerine yönelmesi 2023 yılında ön plana çıkacak ve enerji maliyetlerinden dolayı neredeyse zorunlu hale gelecektir. AB Yeşil Mutabakat, Paris İklim Anlaşması’nda Türkiye yine üzerine düşen vazifeyi yerine getireceğini düşünmekteyiz. Sıfır Atık Projesi kapsamında yerel yönetimlerin azimli çalışmaları 2023 yılında da artarak sürecektir. Yani yeni yıl ile birlikte Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın depozito iade sisteminin 81 ile yayılmasını takip edeceğiz. Evlerde ayrıştırma, geri dönüşüm konusunda Avrupa ülkeleriyle büyük bir farkla gerideyiz. 2023 yılında ev ve ofislerde ayrıştırma, atık yönetimi ve bertaraf konusunda önemli adımlar atılacaktır. 2023 yılında Türkiye’nin ortaya koyacağı vizyon, Ortadoğu’daki stratejik konumu, Avrupa’nın enerji krizinden kaynaklı üretim üssü olması konusunda büyük adımlar atılacağını bekliyor ve ümit ediyoruz’’ diye konuştu.