Şamandıralarla iklim değişikliğinin Marmara Denizi’ne etkileri takip ediliyor

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsünden bilim insanlarının, büyük kısmını yerli imkanlarla ürettiği ve Marmara Denizi’nin 4 ayrı noktasına konumlandırdığı şamandıralar, iklim değişikliğinin denize etkilerinin anlık takip edilmesini sağlıyor.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Doktor Öğretim Üyesi Devrim Tezcan ve ekibi, 2021’de başladıkları projeyle ithal teknolojilere alternatif, daha uygun maliyetle büyük oranda yerli şamandıra teknolojisi geliştirdi. Şamandıralardan, deniz yüzeyi ve 30 metre derinliğe kadar her metrede ısınma, kirlilik, tuzluluk verileri elde ediliyor ve bu veriler Mersin’de bulunan enstitüdeki laboratuvara iletiliyor.

İlk olarak geçen ekim ayında Marmara Denizi’nin kuzeyindeki Marmara Ereğlisi ile güneyindeki Gemlik Körfezi’ne ve Marmara Adası ile Heybeliada yakınlarına yerleştirilen şamandıraların ilerleyen dönemde Kınalıada ve Mersin’e de kurulması planlanıyor.

Çalışmaları hakkında bilgi veren Tezcan, geliştirdikleri şamandıraların altyapısını, Deniz Ekosistem ve İklim Araştırmaları (DEKOSİM) projesi kapsamında kurduklarını söyledi.

Tezcan, “2021 yılında yaşadığımız müsilaj olayı bizi bu cihazları kullanmaya yönlendirdi. Şamandıra sistemleri genelde tüm dünyada kullanılan sistemler ancak maliyetleri çok yüksek. İlk maliyetlerinin yanında, sürdürme maliyetleri de oldukça yüksek cihazlar. Biz ‘Daha düşük maliyetli, kendi emeğimize dayanan sistemler geliştirebilir miyiz?’ diye bir araştırmaya girdik. Bu kapsamda açılan TÜBİTAK 1001 çağrısına proje sunduk ve kabul edildi.” bilgisini verdi.

“Erken uyarı sistemine dönüşecek”

Su kolonundaki oşinografik parametrelerin sürekli takip edilmesi amacıyla Marmara Denizi’nde 4 noktaya şamandıralar kurduklarını belirten Tezcan, şamandıraların aynı noktadan uzun süreli ölçüm yaptıklarını ve bu sayede denizdeki değişimi çok iyi bir şekilde takip edebildiklerini kaydetti.
Şamandıralardan gerçek zamanlı sonuçlar alabildiklerini aktaran Tezcan “Bu, yakın zamanda, bir erken uyarı sistemine dönecek. Su kolonundaki ani bir ısınma, müsilaj benzeri alg patlamalarına yol açabildiğinden bu bizim için ön uyarı aslında, şamandıraları bu kapsamda da kullanacağız.” diye konuştu.

Türkiye’nin tüm kıyılarında benzer şamandıraların kurulmasının, hem iklim değişikliğinin kıyılara etkilerinin hem de su kalitesi parametrelerinin takip edilmesine yardımcı olacağını vurgulayan Tezcan, şamandıralara, müsilaja yol açabilecek tüm parametreleri inceleyebilecek sistemler entegre etmek ve bunları denize çok fazla girdinin olduğu, özellikle nehir ağzı olan bölgelerde kullanmak istediklerini dile getirdi.

Tezcan, şamandıraların çalışma prensipleri hakkında şunları söyledi:
“Bu sistem içerisinde bir komuta panelimiz var. Bu, üzerinde bağlı olduğu cihazlardan aldığı verileri modem aracılığıyla gerçek zamanlı olarak Mersin’deki sunucularımıza gönderiyor. Bu sayede aslında biz uzaktan cihazın ölçümleme aralığına, ölçümleme süresine müdahale edebiliyoruz. Şamandıraların en üstünde bulunan meteoroloji sensörüyle rüzgarın hızını, yönünü, hava sıcaklığını ve hava basıncını ölçebiliyoruz. Yüzey sıcaklığını, tuzluluğunu daha doğrusu iletkenliğini, çözülmüş oksijeni, ışık geçirgenliğini ve pH’ı ölçen bir sistemimiz var. Bu kesintisiz olarak yüzeyden veri alıyor. Aynı zamanda şamandıranın üzerinde 30 metre derinliğe kadar uzanan bir termistör kablomuz var. Bunda her metrede bir sıcaklık sensörümüz var. Marmara iki tabakalı bir sistem, üstte Karadeniz suları var, aşağıda ise Akdeniz suları var. Biz iki tabaka arasındaki geçişi yakalamayı hedefliyoruz bu ısı kablosuyla. Kimi zaman bu ikisi arasındaki geçiş, yüzeye doğru yaklaşıyor, kimi zaman aşağıya iniyor veya keskinleşiyor. Bunların hepsini, anlık ölçüm aldığımız için net bir şekilde görebiliyoruz.”

Tezcan, sistemin çalışabilmesi için şamandıranın telefon çeken bir yerde kurulu olması gerektiğini, daha açığa kurmak için uydu sistemlerine ihtiyaç olacağını ancak bu durumda maliyetin artacağını bildirdi.

“3 aylık veri elde ettik”

Sıcak geçen kış mevsiminin Marmara Denizi’ndeki etkilerini hemen görmenin mümkün olmadığına değinen Tezcan, şöyle devam etti:
“Şu anda 3 aylık veri elde etmiş durumdayız, bu verilerde soğumayı hemen hemen gördük ama kış koşulları kapsamına, önceki sıcaklıklara henüz ulaşamadık, bu bir gerçek. Lokasyonlara baktığımızda şamandıralar Marmara Denizi’nin 4 ayrı köşesindeler, bunlar 4 ayrı sistemi simgeliyor. Marmara Adası İlhanköy açıklarındaki şamandıramız Akdeniz’den gelen sıcak suyun etkisinde ama Heybeliada’da ondan çok daha hızlı bir şekilde su kolonunda soğuma gördük, üstteki su kolonunda ise 14-15 dereceleri görmeye başladık. Sıcaklığın 14-15 derecelerden biraz daha düşmesini bekliyoruz, bu biraz gecikmiş olabilir ama kısa süreli sıcaklık artışları Marmara Denizi ısınıyor demek değil, bunu çok daha uzun süreli verilerle izlememiz gerekiyor.”
Sıcaklıkların mevsim normallerinin 1-2 derece üzerinde olduğunu ancak birkaç ay içinde mevsim normallerini yakalamasını beklediklerini ifade eden Tezcan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu seri tamamlandıktan sonra aslında ısınmanın cevabını, bu yılla karşılaştırarak, gelecek yıl verebileceğiz. Biz bu şamandıraları sürekli olarak Marmara Denizi’nde idame ettirmek istiyoruz çünkü veri her şey, bilginin temeli. Bu şamandıraların düşük maliyetli olmasının en önemli nedeni; gövdesi, yüzücü kısmı, elektronik bileşenleri başta olmak üzere her şeyiyle bu enstitüdeki kapasitemiz tarafından gerçekleştirilmiş olması. Bu konuda çalışanlarımız, hocalarımız çok destek verdiler. Bundan sonraki hedefimiz henüz kendimizin geliştiremediği sensörleri geliştirmek ya da bu sensörleri Türkiye’de geliştiren başka kurumlarla işbirliğine gitmek ve bu düşük maliyetli sistemleri tüm Türkiye’de yaygınlaştırmak.”

Kaynak

Bir yanıt yazın