Çay üretiminden kalan atıkları deri üretiminde kullanan girişimci Nükhet Rubin, doğaya bırakılacak bir ürünü malzeme haline getirdiklerini, bu sayede karbon ayak izini de azalttıklarını belirtti.
Türkiye’de Doğu Karadeniz Bölgesi’nin önemli geçim kaynaklarından olan çay bitkisi, toplanıp fabrikada işlendikten sonra kuru çay olarak tüketiciye sunulurken, bu süreçte ortaya önemli miktarda atık çıkıyor. Bu atıklar hayvan yemi olarak değerlendirilmelerinin yanı sıra artık bitki bazlı deri üretiminde de ham madde olarak kullanılıyor.
Çay atıklarını deri üretiminde değerlendiren Nükhet Rubin, bu alanda Türkiye’deki tek olduklarını söyledi.
Tekstil ve aksesuar sektöründe organik ve geri dönüşümlü imalat aşamalarıyla ilgili 2001’den bu yana girişimlerde bulunduklarını, bu sayede çay derisi üretme fikrinin altyapısını da hazırlamış olduklarını anlatan Rubin, “İlerleyen dönemlerde İtalya’da imal edilen farklı bitki özlü derileri Türkiye’ye ve başka ülkelere pazarlamaya başladık. O dönemde biz de gerek Türkiye’den gerek yurt dışından bazı profesörler ile ‘Beraber ne çıkarabiliriz?’ diye düşündük ve onun araştırmasına girdik. AR-GE departmanının çalışmaları sonucu çay posasından olumlu sonuçlar aldık.” diye konuştu.
Ürettikleri derinin giyim ve otomotiv döşeme gibi sektörlerden talep gördüğünü ayrıca çanta, cüzdan ve kemer yapımında kullanıldığını bildiren Rubin, “Zaten atık olmuş, doğaya bırakılacak bir ürünü biz alıp malzeme haline getiriyoruz ve tabii ki enerji kullanmamamız karbon ayak izimizi daha da azaltıyor. Aynı zamanda Karadeniz’de atık olan bir ürünü alıp, Türkiye içinde imalatını yapıp, İstanbul’dan pazarlamasını yapıyoruz. Yani tamamıyla lokal bir malzeme ortaya çıkmış oluyor ve bunu dünyaya pazarlıyoruz.” sözlerini sarf etti.
“Atıkların atığını biz alıyoruz”
Rubin, çay derisinin üretim süreci hakkında şu bilgileri verdi:
“Karadeniz Bölgesi’nde imalatı, ürün geliştirmesi olan çayımızın toplandıktan sonra kesilme ve kurutma aşaması oluyor. Kurutma aşamasından sonra ortaya çıkan atıklar var. O atıklardan aynı zamanda hayvan yemi de yapılıyor. Bu atıkların bir kısmı o sektöre veriliyor. Atıkların atığını da biz alıyoruz. Aslında gerçek atık bu ve bu atığı daha da öğüterek biz kendi bileşimimizi hazırlıyoruz. Bu bileşimin içerisinde kimyasal olmayan doğal ürünler var. O doğal ürünlerle beraber geri dönüşümlü kumaş üzerine, örneğin organik pamuktan üretilmiş ham bez üzerine, suni deri yapımı aşamasında yapıldığı gibi bir katman oluşturuyor ve bu katmanları makineler aracılığıyla kumaşın üstüne yayarak, kurutarak, renk vererek ve biyolojik polietilenle beraber bunu bitmiş deri ürün haline getiriyoruz.”
Çay derisinin yüzde 80 oranında geri dönüşümlü maddelerden imal edildiğini vurgulayan Rubin, üretim sürecinde sadece kumaş aşamasında su kullanıldığını, bunun dışında susuz bir imalat gerçekleştirdiklerini aktardı. Rubin, “Kumaşı yaparken harcanan su miktarı metre başına yaklaşık üç litre. Özellikle geri dönüşümlü polyester üretimi yapıyoruz ve orada pamukta olduğu gibi çok fazla bir su kullanımı yok.” bilgisini verdi.
Hayvansal deri üretimine bir alternatif sunuyorlar
Atık miktarının azaltılmasına katkıda bulunduklarını, bunun yanı sıra hayvansal deriye alternatif bitki bazlı deri üretimiyle hayvanların zarar görmelerini de engellemek istediklerini dile getiren Rubin, ürünlerinin PETA’dan (Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler) akredite olduğu bilgisini verdi.
Kullandıkları malzemeler doğal olduğu için çay derisinden imal edilen ürünlerin sağlık açısından herhangi bir sorun yaratmasının mümkün olmadığını ifade eden Rubin, bitki özlü deri üretiminde yapılması gereken tüm testleri yaptıklarının da altını çizdi.
Rubin, sözlerini, “Geri dönüşümlü malzemelerin kullanılması hepimiz açısından çok önemli, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak için bu tarz ürünlere ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum.” diyerek tamamladı.